Destekçi aile modeli nedir?
1. DESTEKÇİ AİLE MODELİ NEDİR?
İHH İnsani Yardım Vakfı 20 yıldır yürütmekte olduğu yetim çalışmalarındaki tecrübesini geliştirmiş olduğu "Destekçi Aile Modeli"ni uygulamaya koyarak bir adım öteye taşımayı planlamaktadır. Destekçi Aile Modeli ihtiyaç sahibi yetim çocukların ve varsa çekirdek ailelerinin, onlara hamilik edecek destekçi ailelerle buluşturulması esasına dayanmaktadır. Modelin uygulanma sürecinde çocuk ve ailenin maddi, fiziki (yaşadıkları ortam) ve manevi ihtiyaçlarının karşılanması prensibi esas alınmaktadır. "Çocuğun maddi ihtiyaçları" ibaresiyle yetim çocuğun ve annesinin eğitim, sağlık, gıda ve kıyafet gibi alanlarda bir çocuğun sağlıklı ve güvenli büyüyebilmesine olanak sağlayacak asgari finansal desteğin sağlanması, fiziki ihtiyaçlar ile çocuk ve annenin barındığı mekan şartlarının ve ihtiyaçlarının karşılanması, manevi ihtiyaç ile de anne ve çocuğun psikolojik destek ile sosyal çevre ve aile içi iletişimlerinin daha sağlıklı bir boyut kazanmasını sağlamaktır.
Tüm bu ihtiyaçlara cevap verebileceği öngörülen “destekçi aile” uygulamasının amacı yetim çocuk ve ailesinin ihtiyaçlarını en doğal ve eksiksiz şekilde karşılamalarını sağlamaktır.
Konuyla ilgili şimdiye kadar Türkiye’de ve dünyada geliştirilmiş uygulamalara göre daha fazla sosyal katılım gerektiren bu model ile her ailenin komşusu olan yetim çocuklar ve ailelerine karşı gerçek anlamda sorumluluk almaları hedeflenmektedir.
2. DESTEKÇİ AİLE MODELİNİN UYGULANMASI
İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Destekçi Aile modelinin uygulama alanı Türkiye ve sürekli yetim çalışması yaptığı ülke ve bölgeleri kapsamaktadır. Tamamen gönüllülük esasına dayanması ve çok daha geniş bir sosyal katılımı gerektirmesi bakımından ulusal ve uluslararası alanda devletlerin ya da sivil toplum kuruluşlarının uyguladığı diğer modellerden farklılık arz etmektedir. Destekçi Aile Modeli ile toplumdan yakınlarında yaşayan yetim ve korunmaya muhtaç çocuklara yönelik sorumluluk almaları talep edilmektedir. Dolayısıyla bu model esas olarak kısa süreli fayda sağlamayı değil topluma kazandırılması amaçlanan sorumluluk bilinciyle doğal bir şekilde sürdürülebilir bir sistem oluşturmayı hedeflemektedir.
Bu sistem Türkiye’nin herhangi bir şehrinin herhangi bir mahallesinde oturan yetim çocuğun ve/varsa annesinin ve kardeşlerinin öncelikli olarak nispeten daha varlıklı olan yakın akrabaları, yoksa komşuları ya da o şehrin diğer hayırseverleri tarafından gönüllü olarak himaye edilmesi esasına dayanır. Destekçi ailelerin yetim çocuklarla buluşturulması görevi yetim çocuklara yönelik çalışmalar yapan ve bu modeli uygulayan en yakın sivil toplum kuruluşu tarafından üstlenilecektir.
Destekçi Aile Modeli’ni uygulayacak sivil toplum kuruluşları bu hizmetin kapsamına alınan yetim çocuklar ve ailelerinin sorunlarının çözümünde, maddi ve manevi ihtiyaçlarının giderilmesinde destekçi ailenin birincil ortağıdır. Bu bağlamda yetim çocuğun ve ailenin maddi ihtiyaçlarının karşılanması, çocuğun/çocukların eğitim ve öğrenimine düzenli olarak devam etmesinin sağlanması, çocuğun/çocukların ve ailesinin ihtiyaç duyduğu destekleyici eğitim/seminer programlarının devreye sokulması, fiziki ya da psikolojik sağlık sorunlarının giderilmesi için gereken maddi imkanların ve insan gücünün hazırlanması gerekmektedir.
Destekçi aile modeli uygulamasının Türkiye genelinde İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından koordine edilmesi öngörülmektedir. Genel merkezi İstanbul’da bulunan vakfın diğer illerdeki çalışmaları, kurum tarafından yetkin görülen yerel sivil toplum kuruluşları ile partnerlik esasına dayalı olarak sürdürülecektir. Bu bağlamda modeli uygulayacak olan tüm kuruluşlarda bu hizmetle ilgili bir departmanın oluşturulması, uygulama alanının büyüklüğüne oranla da özellikle çocuk hizmetleri alanında tecrübeli ve eğitimli sosyal hizmet uzmanlarının istihdam edilmesi gerekmektedir.
Bu aşamada destekçi aile sistemi kapsamına alınacak çocuk için sivil toplum kuruluşuna yapılacak başvuruyu yetimin ailesi, hamisi, komşuları ya da gönüllüler yapabilir. Yetim çocuğun ve ailesinin sistem kapsamına alınmaya uygun olup olmadığı, çocuğun sosyal durumunun tespiti vb. tetkikler sivil toplum kuruluşunun ilgili departmanı tarafından gerçekleştirilir. Destekçi aile olmak için başvuru bizzat ailenin kendisi tarafından ilgili sivil toplum kuruluşlarına yapılmalıdır. Destekçi aile adaylarının tetkiki ve uygunluğunun araştırılması da sivil toplum kuruluşlarının ilgili departmanının görevidir. Araştırma neticesinde uygun görülen aileler kurum tarafından uzmanlar tarafından hazırlanan oryantasyon sürecine tabi tutulur.
Destekçi aile modeli ile yardım alacak çocuklar;
a) 0-13 yaş aralığında,
b) Babasını ya da anne-babasını kaybetmiş,
c) Annesiyle, annesi ve kardeşleriyle, kendisine hamilik eden yakın akrabalarıyla oturan ya da Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı kurumlarda barınan,
d) Ailesinin gelir düzeyi düşük, maddi ve manevi yardıma ihtiyaç duyan yetim çocuklardır.
Destekçi aile olma şartları;
a) Ortalama gelir düzeyine sahip
b) Anne-baba ve çocuklardan oluşan geleneksel aile yapısında bulunan
c) Yetişkin ebeveynleri (Anne-Baba) 30 yaşın üzerinde olan
d) Düzenli olarak ikamet ettikleri belirli bir adresleri bulunan
e) Çocuğun bakımını, psiko-sosyal gelişimini ve eğitimini etkileyecek ya da çocuğa zarar verecek düzeyde fiziksel engeli, ruhsal rahatsızlığı ve bulaşıcı hastalığının ya da madde bağımlılığı bulunmayan
f) Adli bir suça karışmamış, sabıka kaydı temiz olan,
g) İslam dinine mensup,
h) Her biri (en az) okuryazar olan her aile destekçi aile olmak için başvuruda bulunabilir.
Çocuğa kanunen bakmakla yükümlü öz anne- baba ya da vasi dışındaki herkes destekçi aile olmak üzere yetim çalışması yapan ilgili sivil toplum kuruluşlarına başvurabilir. Bir destekçi aile birden fazla yetim çocuğun hamiliğini üstlenebilir.
Modele göre destekçi aile-yetim çocuk ilişkisinin mahiyeti ve destekçi ailenin görevleri;
a) Yetim çocuk ve/varsa ailesi ve destekçi ailenin ilk kez bir araya getirilmesi ilgili sivil toplum kuruluşu uzmanları tarafından kurumun yetkili kıldığı bir psikolog eşliğinde gerçekleştirilir.
b) Uzman psikoloğun ailelerin uyumunu gözlemlemesi sonrasında vereceği rapor ilişkinin devamı açısından önem arz etmektedir. Yetim ailesinin ve destekçi ailenin ilişkisi belirli periyotlarla düzenli olarak kurumun tayin edeceği psikolog ve sosyal hizmet uzmanları tarafından denetlenir.
c) Destekçi aile yetim ailesini belirli aralıklarla evinde ziyaret eder. Şayet çocuk devlete bağlı kurumlar gözetiminde bakılıyorsa ziyaretler kurumda gerçekleşir. Bu bağlamda devlete bağlı kurumların gönüllü destekçi ailelere gereken kolaylığı sağlamaları beklenmektedir.
d) Ziyaretlerle kurulacak birebir ilişki ile çocuğun ve ailenin ihtiyaçları, evdeki ilişkiler, çocuk ya da çocukların psikolojisi, davranışları, eğitim hayatları destekçi aile tarafından yakından gözlemlenir.
e) Destekçi aile yetimin ve ailesinin karşılaştığı sorunlar, maddi manevi ihtiyaçları vb. konularda gerekli adımların atılması noktasında sorumlu olur. Ailenin bu sorunların çözümü için ilgili devlet hizmetleri ve sivil toplum kuruluşlarının yardımlarından faydalanmasına rehberlik eden destekçi ailedir.
f) Muhtemel suiistimallerin önüne geçilmesi amacıyla destekçi ailenin iletişim bilgilerinin (telefon numarası, ev adresi vb.) yetim çocuk ve ailesine verilmemesi, aynı şekilde destekçi ailenin de yetim çocuk ve ailesiyle iletişiminin sivil toplum kuruluşu aracılığıyla sağlaması öngörülmektedir.
g) Destekçi aile modelinde yetim çocuk gönüllü ailenin yanında kalmaz, çocukların alıştıkları doğal ortamlarının bozulmaması, bilakis bu ortamların iyileştirilerek çocuğun hem psikolojik hem de fizyolojik yönden sağlıklı büyümesinin sağlanması esastır.
h) Destekçi aileler yetim çocuklarla ve aileleriyle kuracakları birebir ilişki sayesinde sorunların çözümünde hızlandırıcı bir rol oynar.
i) Destekçi ailenin çocuğun yeteneklerinin ve becerisinin elverdiği ölçüde öncelikle eğitim ve öğretimi ya da iyi bir meslek edindirilmesi için gerekli çabayı göstermesi beklenir.
j) Destekçi aile öncelikli olarak yetim çocuğun kendi öz ailesi ve yakın akrabaları arasındaki ilişkinin sonra da çocuğun ve ailenin diğer sosyal ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürümesini sağlamalıdır.
k) Destekçi aile yetim çocuk ve ailesinin içlerinde bulundukları özel durum sebebiyle yaşamaları muhtemel dış dünyaya karşı güven eksikliği ve buna bağlı olarak sosyalleşme sorunlarının iyileştirilmesi noktasında anahtar rolü üstlenmektedir.
l) Yetim çocuk şayet devlete bağlı yetiştirme kurumlar gözetiminde bulunuyorsa çocuğun öz ailesi ve akrabaları ile uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini sağlamak destekçi ailenin görevidir.
m) Destekçi aile aynı zamanda ilgilendiği yetim çocuğa ilişkin olarak mesleki çalışmaları yürüten resmi sosyal çalışmacıya gerekli koşulları hazırlamada yardımcı olur.
n) Destekçi aile şayet isterse yetim çocuğu ve ailesini maddi yönden bizzat destekleyebilir. Ancak bu noktada da sistemin koordinasyonunu sağlayan sivil toplum kuruluşunun aracılığına başvurulmalıdır.
Destekçi ailenin yukarıda özellikleri sıralanan görevlerini yerine getirmesi ve destek olduğu yetim çocuk ve ailesine beklenilen ölçüde faydalı olabilmesi için birinci derecede çözüm ortağı sistemin koordinasyonunu yapan sivil toplum kuruluşlarıdır. Destekçi aileler kurumsal yardım sistemlerinin geliştiremediği sıcak ve birebir ilişkiyi sağlayarak yetim çocuklar ve ailelerine özellikle manevi açıdan yardımcı olurlar.
A. SONUÇ VE ÖNERİLER
Yapılan araştırmalar ve ortaya çıkan istatistikler korunmaya muhtaç çocuklara yönelik sosyal hizmetler alanında devletlerin, ulusal ve uluslararası kuruluşların çalışmalarının yetersiz kaldığını göstermektedir. Bu noktada devletlerin sivil toplum girişimlerini daha fazla cesaretlendirmesi ve korunmaya muhtaç çocuklarla ilgili geniş halk kitlelerinin duyarlılığını arttırmaya yönelik çalışmalara hız vermesi gerekmektedir. Çocuk hizmetleri kapsamında uygulanmaya devam edilen modellerin kalitesinin yükseltilmesi ve daha fazla çocuğun hizmet alabilmesinin sağlanması en öncelikli ihtiyaçlardır.
Yetim ya da kimsesiz çocukların devletlerin himayesinde SHÇEK yurtlarında ya da benzeri yerlerde bakımının çocuk üzerindeki etkilerine yönelik yapılan araştırmalar incelendiğinde bu bakım türünün sadece pahalı olmadığı, çocuğun gelişimini bazı yönlerden eksik tamamlamasına da yol açtığı ortaya çıkmıştır.
Bu bağlamda yeni bir modele ihtiyaç duyulduğu açıktır. İHH İnsani Yardım Vakfı’nın önerdiği Destekçi Aile Modeli ve bu modelin geliştirilmesi sürecinde yapılacak sosyal duyarlılığı arttıracak diğer çalışmalar ile yetim ve kimsesiz, korunmaya muhtaç çocuklara yönelik farkındalığın arttırılması hedeflenmektedir. Böylece çocuklara yönelik yapılan devlet ve sivil toplum kuruluşlarının diğer çalışmalarında toplumsal katılımın destekçi aile modeli paralelinde artacağı düşünülmektedir.
Destekçi Aile Modeli’nin çocuk hizmetleri alanında tecrübe sahibi sosyal hizmet uzmanları ve pedagog/psikologlar tarafından kısa zamanda geliştirilmesi ve uygulamaya konulması yerinde olacaktır. Bu noktada devlet ilgili kurumları ve uzmanları ile projeyi desteklemeli, kaynaklarını ve tecrübelerini paylaşmalıdır.